Doğru ve yanlışın ölçütü nedir?

 Bilim insanıyla, uygar insanla, yobaz burada ayrılır: Bilim insanı gerçekten bilmek ister ve bilimin tek kaynağının kendi aklı ve gözlemleri olduğunun farkındadır. Yobaz ise inanmak ister. Onun aklı ve gözleri gerçeğe kapalıdır.

Doğru ve yanlış iki kadim mesele. Hayatımızda var olan iki mesele nedir? Bu doğru mudur bu yanlış mıdır? Mutlak doğru var mıdır? Bir şey hem doğru hem yanlış olabilir mi? Doğrular ve yanlışlar değişken midir? Gelin ele alalım.

  Şimdi doğru bilginin kaynağı nedir nasıl ulaşılır? Yavaştan başlayalım. Doğru ve yanlış bilginin tek muhatabı akıldır lakin akıl doğruya ve yanlışa karar verebilmesi için objektif olmalı, tarafsız bilgi ile beslenmelidir. Aklın beslendiği bilgi ilk başlarda doğru ya da yanlış olabilir bir karar vermek için bu şarttır. Önce beyin derme çatma bir yer kurar, süreç ilerledikçe doğru ile yanlışın muhakemesini mantığımızla yapmaya başladıkça taşlar yerine oturur ve kalıcı bir hal almaya başlar. Ardından düzelme başlar işte iş buradan başlıyor. Artık mantığımız kuvvetli bir hal aldığında peki bunu nasıl yapacağız? Mantık, eleştiri-şüphe-sorgulama safhaları ile yoğurulur ve doğru ile yanlışı ayırt edebilecek kıvama gelir. İşte önce mantığımızın kıvama gelmesi gerek ki daha sonra doğru ve yanlış arasında sağlıklı bir mukayese yapabiliriz. Ve herkesin bilgi seviyesi, tecrübeleri, mantığının kuvveti, düşünce dünyasının derinliği ve sağlamlığı gibi unsurlar doğru ve yanlış arasındaki kıyasın ölçütleridir. Tüm ölçütler değişken olduğuna kişiden kişiye değiştiğine göre tam olarak burada doğru ve yanlış bilgi de değişir hâle gelir. Ama en nihayetinde "Büyük beyinler aynı düşünür".
 

 Aklımız artık doğru bilginin ne olduğuna karar vermeye başladığında zaten yanlış bilginin de ne olduğunu anlamaya başlayacaktır. Biliyorum çok karmaşık geliyor. Mantığımız kıvama geldi artık beslendiğimiz kaynakların kendimize göre doğruluğundan eminiz işte bu vakitten sonra doğru ve yanlışı ayırt etme serüveni başlıyor. En zor olanı akıl ve mantığı kuvvetlendirmek. Doğru ve yanlış bilgi nedir, eleştirisel bakıp şüpheyle yaklaşabilmek. En ama en zor konu, mantığımızı masallardan, hurafelerden, kandırmacalardan, ütopyalardan arındırmak. Gerçekle yüz yüze kalmak. İşte tüm bunları yapabildikten sonra her şey daha anlamlı bir hâl alacaktır. Asıl olması gereken gerçekle gerçek dışını birbirinden ayırt etmek.
 

 Tüm bu süreçte doğru bilginin kaynağı mutlaka bilimdir ama birilerine yaranmak için üretilen safsata olan bilim değil. Kaynağı sağlam olan bir şey güçlü olur. Kaynağımız da güçlü hale geldiğine göre doğru ve yanlış arasında seçimlere başlayabilmeliyiz ama her iki süreç ömür boyunca devam ettirmemiz gereken bir olay. Doğru ve yanlışı bulma ve ayırt etme ömürlük bir serüven işte bu yüzden kesin ve mutlak bilgiye sahip olamayız.
 Eleştirisel olun farklı fikirlere kapı açın, çok yönlü düşünebilin. Kendi kendinize tartışın değerlendirin çoğu zaman çıkmazlara gireceksinizdir önemli değil. İlk felsefe yani akıl yürütme Antik Yunan'da böyle başladı sorgulama ve eleştiri.
 Gerçeklerle yüzleşmek kimi zaman acı verir. Yani doğrular acı verir ama yanlışlarla uyutulmaktansa acı veren şeyi hazmetmek çok daha tatmin edici.

 Bilgi depolamak, kopyalamak ve nakletmek ne kadar kolaylaşmışsa, bilgiyi silmek veya sahte bilgi ile değiştirmek de bir o kadar kolaylaşmıştır.

 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sevr rezilliği ve Montrö (Türk Boğazları)

Özgür Bey yumuşama nasıl gidiyor ?

Ortadoğu'nun Yeni Kara Deliği