Ampül'ü çıkardık yerine ne takacağız ?


Siyasal İslamcı zihniyet sandığımız kadar kolay yıkılabilir mi ?
 Öncelikle siyasal İslamcı zihniyetin ne kadar eskiye dayandığını anlamak gerekir. Birkaç yıl içinde kurulmamış zihin dünyası birkaç sene içinde yıkılamaz. Kendi çıkarımlarım şu yönde, seçimle iktidarı şuaınki koltuğundan edibilir (?), bu zihin dünyasının yıkıldığını sanabiliriz. Siyasi partiler bir talep üzerine kurulur ve yaşarlar. Önümüzdeki seçimlerde iktidarın oyları bir anda sıfır olmayacağına göre bu zihin dünyası nasıl yok olabilir ? Belki iktidardan bu zihniyeti atabiliriz ama toplum üzerinden ve devlet üzerine yerleşmiş kişileri nasıl yıkacağız. Anlamanız için biraz daha açacağım. Toplumdaki bu siyasal İslamcı zihniyet yok olmadığı müddetçe biz yeni ak partiler görmeye devam edeceğiz. Bunu durdurmanın yolu vurmak kırmak ve parçalamak değil dönüştürmek. Hiç kimse bir sabah kalktığında aniden sol ya da sağa Parti'ye oy vermez veremez. durum böyleyken toplumun bir anda değişmesini beklemek akılsızca olur. Bu zihniyeti tamamen yok etmek istiyorsak toplumun üzerindeki düşünce yapısını değiştirmek dönüştürmek zorundayız. Yoksa iktidara birileri gelir birileri gider bunun sonu gelmez. Bugün de gördüğümüz gibi mevcut iktidarın içinden yine onun kafa yapısına sahip iki parti daha çıktı. Bu da toplumun hâlâ siyasal İslamcı bir kafayla hareket ettiğinin göstergesidir. Evet yeni kurulan iki partinin, iktidar partisinin yumuşatıcı ile yıkanmış versiyonları olduğunu düşünüyorum. Çok büyük bir aymazın içerisindeyiz. 
 Her neyse çok uzatmayacağım bir diğer uzantıya geçelim. 18 yıllık iktidar, devletin her kademesine yuvalanmış. Böyle bir yapıyı-zihin dünyasını ve kişileri nasıl yerinden edeceğiz. İktidar değiştikten sonra bu 18 yıllık dev birikimi ne yapacağız ? Yani demek istediğim her yere yuvalanmış ve takılmış ampulleri ne yapacağız hepsini çıkarıp atmak kolay mıdır yada yapılabilir mi ? 18 sene boyunca ilmek ilmek devleti partiye çevirmeye çaba göstermiş, devlet-parti bütünleşmesi için ne gerekiyorsa yapmış ve yapmaya devam eden bir zihin dünyasından söz ediyoruz. Bu bile ülkenin çok büyük iç çatışmalara gitmesine vesile olabilir. Türkiye 70'li yıllarda olduğu gibi o sağ sol çatışması bugün yerini Seküler-Muhafazakar çatışmasına bırakıyor ve buna dur diyecek hiçbir siyasi parti yok. Aksine güç sahipleri kendi menfaaetleri uğrunu seçmenleri birbirine sivritme peşinde. Yine yalnız başımızayız yine tekiz yine sadece toplum olarak varız. Aslına bakılırsa parti-devlet bütünleşmesi çok korkuç ve antidemokratik bir olay. Biz buna kabaca totoliter bir rejim diyebiliriz. Kasedi geriye sardığımızda Türkiye'nin usul usul bu çizgiye sokulmak istendiğini görebiliriz.
 Türkiye geri kalmış bir ülke bunu öncelikle kabul etmemiz gerekir. Her anlamda gelişmiş eksenlerin gerisindeyiz. Osmanlı'nın son bunalımlarından (3.Selim'den bu yana denebilir) bu yana o hızı yakalamayamadık. Atatürk devrimleri ile epey yol kat etsek bile halk bu devrimleri maalesef ki sindiremedi. Ve bugün hâlâ aynı noktada yüzüyoruz. İleri gittiğimiz sanıp debelenip duruyoruz. Çünkü toplumsal bir devrim geçirmemiz gerekiyor. Siyasal partiler bizi kullanıyor bunun tam tersi olması gerekir. Dediğim gibi uyanık olalım. 
 Sorunlarımızı kabullenelim, yoksa çözüm üretmeyiz. Mükemmel olan bir şey ilerleme kaydedemez zaten en mükemmel konumdadır bunu unutmayalım. Neden hâlâ 200 yılı aşkın süredir Batı ve gelişmiş ülkelerden her anlamda geri kaldık bunu irdelemeliyiz. Burada kast ettiğim kişiler değil toplumların inşa ettiği gelişmiş düzen. Biz de kendi tuğlalarımız ile böyle bi gelişmişlik inşa edebilmeliyiz yoksa 40 yıl geçmiş biz yine herkesten geride olacağız. Sonra birileri çıkacak batı düşmanlığını kullanarak Müslüman kimliklerimizi sömürecek . Ayasofya camii olacak Batı kuduracak... Avrupa'daki çoğu insanın umurunda bile değiliz dostlar. Orta doğu bataklığının parçası yapılmaya çalışılıyoruz buna DUR demeliyiz tabi bundan zevk almıyorsak..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sevr rezilliği ve Montrö (Türk Boğazları)

Özgür Bey yumuşama nasıl gidiyor ?

Ortadoğu'nun Yeni Kara Deliği