Ahlâkın kaynağı nerede ?



Biraz ahlaktan bahsetmek istiyorum. Dinsiz bir ahlak mümkün müdür?
Ahlakın kaynağı nedir ? Din midir ? Ahlakın kaynağı Tanrı mıdır? Ahlakın kaynağı vicdan mıdır? Herkese göre farklı mıdır yoksa ahlak evrensel midir ? 
 Bence ahlak evrensel olamaz. Ahlâk kavramını yaratan insandır ve her toplum için genel ahlak kanıları mümkündür. Kişiler aynı-benzer toplumlarda, aynı-benzer kültürlerde ve aynı-benzer dinlerde bir arada yetişip büyüdükleri için ahlakları birbirine benzer. Yahudilerin yaşam tarzları ile Müslümanlarınki yakın olabilir. Zira yüzlerce yıldır yakin coğrafyada yaşamaktalar ve inançları birbirinden çok uzak değil. Bu yüzden ahlak kavramları da buna göre şekillenir. Bu tarz örnekler çoğaltılabilir. "Ahlak evrensel olamaz dedin ama verdiğin örnekler sanki bununla zıt" der gibisiniz. Toplumlar bireylerden oluşur. Ama toplumun tamamı bireyleri tamamen yansıtmaz. Mesela Türkiye'de kürtaj konusuna bakış oldukça negatiftir. Bu çıkarım toplumun genel kanıları yani çoğunluğu dikkate alınarak yapılır. Toplumun genel ahlak anlayışını yansıtsa da bu toplumda bu görüşe sahip olmayan binlerce insan olabilir. Her bir bireyin ahlak anlayışlarının toplamı, toplumun genel ahlak anlayışını görmemizi sağlar. Örnek verilen toplumda bir konu hakkındaki görüş hangi yönde ağırlık veriyorsa, ona göre değerlendirme yapılır yani aslında burda bir genelleme mevcut. Bir şeyleri değerlendirmek için de buna mecbur gibiyiz. Ama tüm bu olanlar bize aksi fikir ve görüşe sahip insanların olmadığını göstermez onlar sadece azınlık oldukları için genel değerlendirme sırasında çoğunluk yanında gölgede kalırlar. Bu açıklama tüm toplumlar için geçerlidir. Mesela Avrupa halkları sekülerdir. Ama bu sadece çoğunluğun böyle olduğunu bize gösterir. Şimdi bu açıdan bakarsak ahlak olgusu 300 yıl önce daha evrenseldi. Giderek gelişen insanlık ve insanların değer yargıları, birey olmaya verilen değer, bilim vs gibi olgular insanların ahlâk anlayışlarını da etkiledi. İnsanlar artık baska toplumlarin ahlak anlayışlarını da görebiliyor haberdar oluyor. Aslında teknolojinin gelişimi ile insanlar çok daha sosyal olmaya başladı bu da bireylerin içinde yaşadıkları topluma karşı daha farklı fikir ve değerler edinmesine yardımcı oldu. Bu bakımdan yüzlerce sene öncesine göre daha evrensel olmayan ahlâka sahip olmaya başladığımızı düşünüyorum. Ayrica yukarıdaki soruma son bir cevap daha yazmak isterim. Toplumlar perspektifinden olaya baktığımız zaman genel olgular üzerinden konuşuyoruz ama bireyler üzerinden ahlaka bakacak olursak inanılmaz bir çeşitlilik ve farklılık göreceğiz. Yan komşumuzun veya bir arkadaşımızın bile bizimle aynı ahlâk anlayışına sahip olmadığını görebiliriz. Olaya nereden ve nasil baktığımız önemli. Zira bu tür genellemelerin yanında hep bir parantez olduğunu unutmayın,misal Türkiye müslüman bir ülkedir (%90'ı Müslüman). 
 Ahlakın kaynağı eğer dinse ve din ortadan kalkarsa dinsiz kimseler ahlaksız kimselerdir mi olacaktır ? Bu pek de mantıklı olmasa gerek. Birileri tarafından ortaya atılan bir palavra olduğu kanaatindeyim. İnançlı insanlarla inançsız kimseleri birbirine kırdırmak isteyen her inanç veya inançsız kimselerin onlarca yıldır olan çabası gibi. Bir şeyin kaynağı ortadan kalktığı zaman ondan beslenen şey de önce zayıflar sonra ortadan kalkar. Bir dereden beslenen tarla olduğunu düşünsek, dere kurursa belliki tarlada kurur ve tarla ürün veremez. Bir sabah ansızın bir dine mensup olmadığınızı düşünün, ahlakınız da mı ortadan kalkacak? 
 Dini olmayan insanlar ahlâksız mı olacaklar? Ahlakın kaynağı Tanrı mıdır? Eğer bir Tanrıya inanmıyorsan ahlaksızdır ve herkesin tanrı anlayışı farklı olduğuna göre o zaman Yahudiler, Hindular Zerdüştler ahlaksız kimselerdir! Çünkü  hiçbirinin tanrı anlayışı bir diğerine uymaz, tek ortak noktaları yaratıcı olmalarıdır. Ahlakın kaynağı korku mudur? Polisten korktuğun için, adaletten korktuğun için, hukuktan korktuğun, için babandan korktuğun için, Tanrı'dan korktuğun için mi ahlak dışı hareketler sergilemezsin? O zaman bunlardan biri ortadan kalktığında yukarıda da belirttiğim gibi sen ahlaksız bir kimse olursun. Dere kuruyunca tarlasa kurur. Senin ahlakın taşıma su ile dönüyorsa seni tehdit eden veya korkutan, kötülük diye tabir ettiğin şeyleri yapmamaya veya söylememeye item şey ortadan kalkarsa bunun sonucu olan ahlakında ortadan kalkar. Atatürk'ün bir sözü ile ilerleyelim. Tehdit esasına dayalı ahlak bir erdem olmadığı gibi güvene de layık değildir. Bu yazımın ilham kaynağının bu söz olduğunu söyleyebilirim. 
 O halde ahlakın kaynağı vicdandır. Tehdit, korku, cezaya uğrama endişesi, din, Tanrı veya gelenekler olmamalıdır. Çünkü bunların hepsi biz yaşarken bir anda ortadan kalkabilir. Ama vicdan bizimle birlikte yaşar. Ancak biz ölürsek o da bizimle ölür. Arınma gecesi filmini hatırlatmak isterim. Elbette aramızda bir ahlâka bir Allah'a yada vicdana sahip olmayan insanlar var, onların ilacı maalesef ki bende yok. 
 Her insanın vicdanı bir mahkeme salonudur. Bu salonu siz yönetiyorsunuz. Vicdandan daha iyi bir ahlak kaynağı olamaz, ha bu vicdan bozuk olabilir insanların akılları da bozuk olabiliyor. Neden vicdanları da bozuk olamazsın. Şunu de eklemek isterim sadece vicdan ahlâklı olmaya yetmeyebilir. Akıl+vicdan bize en iyi sonucu verecektir. Kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapma. İnsan sadece duygulardan meydana gelen bir varlık olmadığı için her isimizi akilla desteklemek zorunda olduğumuzu düşünüyorum. Zira sosyal medyada merhamet sahibi olan hayvanları da görebiliyoruz. Onlardan bizi ayıran bir ahlak anlayışı için vicdanı akılla desteklemeli diye düşünmekteyim. Son olarak ahlakınızın kaynağını elbette yukarıda saydığım şeyler de olabilir. Kimsenin ahlak kaynağına lafım yok sadece biraz daha bilinçli olmamız için gayret ediyorum. Kendi ahlak kaynağımıza- anlayışımıza sahip olmayan kimseleri ahlaksız ve her haltı yiyebilme potansiyeline sahip olarak görmemek gerekir. Dilimizde gevur diye bir kelime var sonuçta...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sevr rezilliği ve Montrö (Türk Boğazları)

Özgür Bey yumuşama nasıl gidiyor ?

Ortadoğu'nun Yeni Kara Deliği