Neden terörist olmak zorundayız

 Bu ülkede iktidara destek vermeyen, iktidarın savunduğu veya birilerinin sahip olduğu değerlere sahip olmayan herkes terörist, kukla, vatan haini, dış mihrak, vandal gibi nitelendirmeler almak zorunda. Hiç kimse bir diğer grubu, toplumu veya bireyleri dilediği gibi yaftalayamaz. Hiç kimse buna cüret edemez. Birileri bir şeyler söyledi diye tüm bu iğrenç iftiralar doğru olmak zorunda değil. Toplumda yaratılmak istenen kemik kitle ve bunun üzerinden inşa edilmek istenen siyasal iktidar arzusu tüm bunların sebebidir. Tüm bu propaganda ve manipülasyonların sebebin çok belli, çok netken nasıl olur da hâlâ değerlerinizi veya değerlerimizi ağızlara sakız yapmak isteyen siyasetçilerin arkasından gidebilir, onların yaratmak istedikleri dünyanın inşasına yardım ve yataklık edebilirsiniz. Evet tekrar ediyorum manevî değerler bu ülkede birtakım kimseler ağzında sakız olmuş ve siz bundan hoşnut oluyorsunuz. Onları kullanıyor asla temsil etmiyorlar. Hiç bir iktidar sahibi benim ideolojilerimi savunmak veya temsilcisi olmak zorunda değil. Artık bunun farkına varmak zorundasınız. Dünyayı sadece Türkiye'den ibaret sanan zavallıların akıllarında ki devlet ve hükümet tasvirlerinin dikkate değer bulmuyorum. Dünyadaki gelişmiş ülkelerin hiçbirinde hiç olmazsa birçoğunda insanlar kendi maddi ve manevi değerlerinin sakız yapılmasına, siyasette her yolu açmak için kullanılmasına izin vermiyorlar. Siz nasıl izin verebiliyorsunuz. En nihayetinde Trump (bir önceki Amerikan başkanı) elinde İncil ile miting meydanlarında dolaştı sonucunu hepimiz gördük. Çünkü bu insanlar bir demokrasi bilincine sahipler. Tüm bunları neden anlatıyorum; değerlerinizi kullanarak bir ülke siyaseti inşa ediyorlar sizde destek okuyorsunuz çünkü güya onlar sizin değerlerinizi temsil ediyorlar. Eğer siz birileri terörist olursa, birileri ötekileştirilip hor görülürse bundan zevk alan insanlarsınız. Çünkü hassas maddi ve manevi değerlere sahip olduğunuz, ve duygularınız ön planda olduğu için iktidar sahipleri sizin nelere aşırı tepki verebileceğinizi biliyorlar. Sizi bir arada tutmak ve kendilerine muhtaç etmek için toplumu kutuplaştırıp ötekileştirme yoluna gidiyorlar. Böylece bir toplumu yönetmek ve kontrol etmek çok daha kolay ayrıca çok daha sürdürülebilir bir iktidar yaratır. 
Ellerinde hiçbir delil, tutanak, dayanak olmadan fütursuzca insanları sizin hassasiyet verdiğiniz konular üzerinden yaftalıyorlar. Aklımızı başımıza toplamanın vakti geldi. Kimse babanızın hayrına sizin değerlerinizi iktidarda temsil etmez, sadece ÇIKARLARI VARDIR. Uzun veya kısa vadeli olabilir. Siyaset bilimi bize bunları tane tane anlatır görmek, anlamak ve tanımak isteyenler için. 
 
 
 Mesela ben öğrenci olarak neden terörist olmak zorundayım(z). Sadece muhalif düşündüğüm için iktidarın çıkarlarına ters düşecek fikirleri savunduğum için terörist ilan ediliyorum. Zahmet olmazsa teröristin tanımına sözlükten bakmanızı rica ederim. Sırf onların çıkarlarına hizmet etmediğimiz üstüne üstlük çıkarları için inşa etmek istedikleri siyasete çomak soktuğumuzdan dolayı, akılla izah edilemeyecek sıfatlara sahip oluyoruz. 20 yaşında bir genç olarak ben bile kendimi herhangi bir ideolojiye ait hissetmezken sen kim oluyorsun da beni-bizi, hiç sormadan bazı sınıflara sokabiliyorsun. Siz de bu tip insanların arkasından gittiğiniz için bunu yapma cesaretinde bulunuyorlar. Yarın öbür gün farklı bir ideolojiye sahip iktidar sizlere bunların aynısını yaparsa o zaman da devletiniz kutsal olur mu acaba ? Ah evet bu meseleyi de konuşmak istiyorum devlet kutsal değildir. Devlet neden kutsaldır devlet bir ibadet merkezi midir ? Devlet Mekke midir ? Devlet camii midir ? Devlet bu yıkılır ve yenisi kurulur. Osmanlı, bir zamanlar benim devletimdi, bir şeyler ters gitti zamana, topluma ona buna yenik düştü, yıkıldı. Kalktık bir başka devlet kurduk. Millet olarak onlarca devleti kurduk onlarcasını da yıktık. Hangi biri kutsaldı. O zaman Türkler kutsallara savaş açmış bir milletti. Birçok devleti kendi ellerimizle yıktık birçoğunu da kendi ellerimizle diktik. Biraz bir şeyleri sorgulamayı öğrenin, küstahça konuşuyorsam beni affetmeyin, kimseden af beklemiyorum. Sinirliyim, öfkeliyim bir yaftada siz yapıştırdın küstah deyin. Nasılsa alıştık bir sabah kalkıyoruz terörist bir sabah vatan haini olmuş bir sabah Amerikan kuklası olmuş bir sabah tuşumuza basılmış oluyoruz meğerse biz neymişiz ya. Meğerse biz ne kadar donanımlı gençlermişiz (!). Devlet niye kutsal neden böyle bir tanımlama yapıyorsunuz ben bunu çok iyi biliyorum. Evet yine bu salak çocuk yine her şeyi çok iyi biliyor (!). Yukarıda bahsetmiş olduğum gibi istediği emelleri fütursuzca gerçekleştirmek isteyen iktidar sahipleri buna ihtiyaç duyuyorlar. Türkiye'deki gazete haberlerinin son 10 yılının sadece başlıklarına baktığınız zaman karşınıza nelerin çıktığını göreceksiniz. Emellerini gerçekleştirebilmeleri için birçok eleştiriyi bertaraf etmeleri gerekiyor. Bunun en iyi yolu da devletin kutsal olduğunu kabullendirmek. Çünkü devlet kutsal olursa olan yapılacak olan eleştiri, sitem, eylem, isyan gibi şeyleri yapan kişiler ağır bir suç işlemiş olacak. Mesela en yakın örneği partili cumhurbaşkanlığı sistemine karşı çıkan herkes nelerle itham edildi gidip bir bakın. Sadece tek bir örnek. Belediye seçimlerini nasıl provoke ettiklerine bakın. Dolaylı dolaysız yaptılar bunu. Haç ile Hilal'in savaşı dediler. Kimse ne alaka demedi, yıllarca yavaş yavaş kutuplaştırıp değerlerimizi kiraya verdik. Diledikleri gibi sıfat buluyorlar tek bir rasyonel sebep yokken. Ama itiraf edin siz de bundan zevk alıyorsunuz.. 
 

 Geçtiğimiz günlerde Boğaziçi olaylarında da birçok öğrenciye hayatınızda hiç duymadığınız terör örgütlerine üye olmakla itham ettiler. Ve sosyal medyada birçok kendini bilmez alkış tuttu. Bu tip insanlar sebep sonuç ilişkisinden yoksundur. 
 Ben artık başkaları gibi düşünmediğim için dışlanmaktan ve hedef gösterilmekten yoruldum. "Sen bizim gibi düşünmüyor musun" bu cümleyi hayatınızın herhangi bir zamanında herhangi birinden mutlaka duymuşsunuzdur. Ben bundan sıkıldım. Sanki yokmuşum gibi olmaktan, bana sorulmadan üniversiteme atanan rektörlerden yoruldum. Mahalle muhtarımı bile seçerken kendi okuduğum okul hakkında söz sahibi olamamaktan sıkıldım. Ben de varım ve var olamaya devam edeceğim. Muhtar demişken onu bile sanki mahallenin belediye başkanına adeta partili muhtara çevirdiler cidden tebrik etmek lazım. 
 Artık ben çok yoruldum, düşünmekten yoruldum, kendimi ifade edememekten yoruldum fikirlerime saygı duyulmamasından tüm bunların üzerine bana sormadan beni kendi çıkarlarına göre tasavvur edebilen insanlardan yoruldum. Ama buradayız ve sizinle zıtlaşacağız. Herkes kendi doğruları üzerine yaşamakta özgürdür tabii kimseye zarar vermemek ve başkalarının özgürlük alanlarına müdahale etmemek şartıyla. Kimse ama kimse özellikle siyasal iktidar sahipleri kendi doğrularını ve hayat tarzlarını başka insanlara dikta edemez. Hiç kimse senin doğruların gibi yaşamak zorunda değil. Kimse kendi doğrularını başkasına empoze edemez ve herkes kendi doğrularıyla yaşayabilir. Daha güdülebilir bir toplum için evet diyorsanız yukarıdakileri reddediyorsunuz demektir. Gücü eline alan sizin de doğrularınızı değiştirebilir. Kimse bu ülkenin ve bu toplumun sahibi değildir. Kimin ne düşünüp düşünmeyeceğini emir edemez. Hatta kendi zihnindeki toplumu inşa etmeye kalkamaz. Eğer çok istersiniz bunu rüyalarınızda görebilirsiniz. Herkes nasıl yaşayacağını kendisi bilir. Hiç merak etmeyin bu ülkede herkes neyin günah neyin sevap olduğunu bal gibi biliyor. O yüzden tebliğ kuşu gibi insanların kafasına vura vura bir şeyleri anlatmayı bir kenara bırakıp biraz rahatlayın, sakinleşin ve huzurlu bir hayat yaşayın. Çünkü bu kadar gergin, bu kadar sürekli bir şeyleri birilerine yedirmeye çalışan bir hayat inanın bana yaşanılabilir gibi değil.  Tansiyon veya sinir hastası olmanıza sebep olabilir. Tarihte hiç bir toplum demir sopayla şekillendirilememiştir. Ancak buna meyilli insanları tek sesli toplum inşanıza işçi olarak alabilirsiniz. Onlara da verecek bir şeyiniz kalmadığı zaman bir çoğu sizi terk edecektir. 
 Eğer ben sen o hepimiz aynı fikirleri savunur aynı doğrulara evet dersek aynı yanlışlardan kaçınırsak, biz bir toplum değil robot ordusu oluruz. Belki de birileri böyle olmamızı istiyor olabilir. Aynı doğrulara ve aynı yanlışlara sahip toplumları yönetmek çok daha kolaydır. 2 kere 2 zihniyetinde bir toplumu yönetmek çok basittir. Farklı düşünceler olacak, bu fikirler yeri geldiğinde bize öfkelendirecek ve bu şekilde bir toplum olarak pişeceğiz. Dairesiyle üçgeniyle karesiyle beşgeniyle biz bir toplumuz tıpkı geometri gibi. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sevr rezilliği ve Montrö (Türk Boğazları)

Özgür Bey yumuşama nasıl gidiyor ?

Ortadoğu'nun Yeni Kara Deliği