Macron haklı İslam toprakları krizde



Yazıma Fransa Cumhurbaşkanı'nın sözleri ile başlayacağım ve haberin linkini de okumanız için bırakıyorum. haber 
 Konuşmanın bir analizini yapmak gibi bir niyetim yok bazı noktalara değineceğim. Sadece bu haber üzerine konuşuyorum belirtmek isterim. İç politikaya ait kararları kendi bilecekleri iş başörtüsü konusunda da oldukça yanlış hareket ettiklerini söyleyebilirim ama bu gerçekleşmez merak etmeyin. Burada Macron'un islamofobik bir çizgiye çok yakın olduğunu belirtmeliyim. Ülkesindeki protestolar ve Türkiye ile arasının gergin olması bu tutumlarının önemli bi sebebi. Şimdi haberden bir alıntı ile asıl meselelerimize gelelim. 
1- "İslam dünyanın her yerinde kriz yaşıyor."
2- Macron, "Fransa'da, cumhuriyetin ortağı olması için İslam'ın yapılandırılması gerekiyor." ifadesini kullandı.
 (1) Öncelikle bir cümleyi irdeleyelim bakalım ne kadar haklı. Buradaki değerlendirmem İslam'ın kendi içinde yaşadığı kriz üzerine. Zira şunu da belirtmem gerekir bu lafı Makron söylediği için haklı veya haksız gibi bir değerlendirme mümkün değil. İslam topraklarına veya İslam'a inanan insanların çoğunlukta yaşadığı topraklara, bölgelere baktığınız zaman gerçekten de bir huzursuzluk bir çatışma kendi dinine inanan kardeşim diye tanımadığın insanlara bile tahammülsüzlük ve Makron'un deyimiyle kriz var. Bu inkar edilemez bir gerçek eğer inkar eder ve her şeyin mükemmel iyi iyiye gittiğini söylersek problemlerinize çözüm üretemeyiz ve böylelikle bir arpa boyu yol bile alamayız. Sorunu kabul etmemeye ayak direyenler için gelin biraz örnekler ve açıklamalar yapalım.
 Mesela en yukarıdan başlayalım korkmayın detaylı detaylı analizler yapmayacağım zira yaptıklarımı kimse okumuyor. Asya'daki Türk bölgelerine gidelim burada yaşayan insanlar Müslüman, galiba İslam'ın en sakin yaşadığı yer diyebiliriz e tabi geçmişi kastetmiyorum. Aşağılara inelim Pakistan, Afganistan , İran ülkelerin güllük gülistanlık olmadığı ayan beyan gerçek. Hepsi mezheplere bölünmüş silahlanmış hatta fikirsel olarak silahlanmış birbirleriyle kardeş diye tanımladığı kişilerle çatışma halindeler. Özellikle İran Müslüman diye tabir edilen ülkeler üzerinde silahlandırdı devrim muhafızı diye nitelendirdiği kurtlarla ülkelerin huzurunu kaçırıyor. Afganistan inanılmaz bir iç savaşın ortasında Taliban terör örgütü Müslümanlara nefes aldırmıyor ama örgüte gidip soracak olursanız örgüt demiştim hükümette Müslüman ölen de Müslüman öldüren de Müslüman. Gelin ateşin en harlı yandığı yere Ortadoğu'ya gidelim. Hangi birini sayıp örnek vereceğimi şaşırdım zira sizi sıkacak kadar fazlalar. Irak kuzeyinde ayrı bir özerklik devletin kurulduğu geçmişinde çok acılar çeken ve şimdiki diğer Müslüman kardeşlerinin kepçe gibi karıştırdı Irak. Hemen yanımda acıların çocuğu paramparça lığın Adidas simgesi haline gelmiş ölenin de ölenin de belli olmadığı yer Suriye. Lübnan pek bir şey söylemeye gerek yok geçenlerde ki patlamanın bölgedeki komşu ülkelerin parmağı olduğunu söyleyenler çok. ayrıca Lübnan'da çok fazla inancı ve grup fazlalığı var bu da ülkenin geçmişini inanılmaz şekilde karmaşık hale getiriyor. Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri, işte bunlar ateşi daha da harlayan unsurlar, tabii büyük ihtimalle saydığım bu ülkelerin hiçbiri sizin nezdinizde gerçek Müslüman değiller kendinizi kandırmayı bir kenara bırakıp gerçekleri görmeye başlayın. Yemen üzerindeki kardeş ülkelerin deneme tahtası olan açlık sefalet belki Ortadoğu'nun en kanlı ülkesi Yemen. Ya peki mısır her ne kadar insanlar Mursi'ye diktatör deselerdi Mursi'den önceki devlet giderlerinin hiçbir farkı yok. İyilik meleği atfedilen Mursi bile en az Sisi kadar gaddar en az onun kadar güçlü ve dikta bir insan olmayı. Ama burası Ortadoğu kim daha güçlüyse o yönetir Ortadoğu adeta game-of-thrones gibidir iyi niyet tolerans sizi kurtaramaz. Özellikle Mısır'da olan bir gelenektir bu güçlü olan zor kullanarak veya bir şekilde iktidarı alır zayıflaya ne kadar orada kalır ondan daha güçlü olan birisi gelir ve iktidarı ondan alır. Ülkelerin temel sorunlarını sadece üstünkörü yazdım her bir ülkenin iç durumunu değerlendirmek tek başına bir yazının konusu olabilir eğer yorumlarda hangi ülkeyi incelemeni isterseniz ülkeyi detaylı olarak inceleyebilirim. Kuzey Afrika Müslümanların yaşadığı diğer Afrika ülkelerinde işin içine katabiliriz. Böylece saydığımız ülkelerin ortak sorunları hep kardeş kavgası terör mezhepsel çatışma İslami ayrışma birleşme adı altındaki diktatör bu ve bunun gibi nedenlerin doğurduğu sonuçları maalesef ki Müslüman insanlar ödemekte. Ama neyse ki İslam krizde değil (!)
(2) İkinci hususa gelecek olursak Makron'un söyledikleri ulusal çıkarlar doğrultusunda hiç de haksız sayılmaz. bugün Türkiye'nin mültecileri kontrol etmeden tamamen rastgele ve kontrolsüz olarak ülkede yaşama izni vermesi yönetimsizlik sorunudur ama Fransa Hristiyan çoğunluğunu yaşadığı ülkedeki düzenin bozulmaması adına diğer inanç gruplarının kontrol altına alınması gerektiğini söylüyor. Bu çok güzel bu bir amaç bu ulusal bir amaç burada bir sorun yok sorun nasıl yapıldığında. İslamofobik bir yaklaşımın Avrupa'da yaygınlaşmaya başladığını biliyoruz. Gelin bir grafiğe bakalım;

  Emanuel Macron'un fikirleri umarım bu araçla gerçekleşmez. Çünkü bu birbirine düşman olarak sürekli doğan fikirlerin devamlılığını getirir ve çatışma hiç dinmez. Haberi okuduğunuzda Macron'un ben Fransa içerisinde Müslüman mahalleler veya Müslüman beldeleri oluşmasından korktuğunu düşünüyorum. Bu Fransa için büyük bir tehdit. Türkiye'de yaşadığını varsayarsak aynı tehdit Türkiye için de geçerli olacaktır. Ankara'nın herhangi bir ilçesinde biri Hristiyan belgesi kabul edilemez. Durum böyle iken kalkıp bak ona İslam düşmanı, demenin çok mantıklı olduğunu düşünüyorum tabii makamda düşmanlık çizgisine yaklaşmazsa. Fransa üzerinden örnek vermeyeceğim yine Türkiye üzerinden karşılıklı bir örnek vereceğim böyle daha rahat anlarsınız. Diyelim ki Ankara'nın Çubuk ilçesi Hristiyanların çoğunluklu yaşadığı bir yere dönüşüyor olsun. İnsanlar insanın kanlarını talep ediyor olsun. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'ndan yanına çifte standart koyuyor olsunlar bu sizce kabul edilebilir bir şey mi? Özellikle İslam'a karşı olan bu önyargının bunda büyük etkisi olduğunu düşünüyorum. Dünyadaki terör örgütlerinin birçoğu Müslüman kimlikli, peki yarın öbür gün Fransa'nın herhangi bir yerinde IŞİD el kaide benzeri yapılanmaların çıkmayacağını garantisi olamaz. durum böyle iken bölgede yaşayan Müslümanların Fransa'nın yasalarına kanunlarına düzenine mahkemelerine ve işleyişine saygı duyup ayak uydurmaları gerekmektedir aksini düşünenler kafalarındaki yönetim tarzının uygulandığı ülkelere iltica edebilirler. Çünkü bu milliyetçiliğin ve ulusal çıkarlarını devletin bütünlüğünün korunması yönündeki önemli meseleler kestirip atılamaz veya küçük görülmez. Yani Fransa Anayasası üzerinde hiç bir güç kabul etmediklerini söylüyorlar. yada sizin tabirinizle din düşmanı bu adam taşlayın. Şaka bir yana Macron sıkıntılı ve sivri bir lider ama buna rağmen en çok Müslüman Fransa da yaşıyor, hem küfür ediyor hem de onun eteği altında yaşıyorsunuz, bu işlerde bir gariplik var...Bence Fransa'dakiler gerçek Müslüman değil eve 8 Milyonun hepsi, güzel bahane. Liderlerin söylemleri yerine halkın kabulü bu konuda ne söylüyor diye bakmak daha doğru olur.



 Beni dinlediğiniz daha doğrusu okuduğunuz için teşekkür ederim. burada daha çok makronun 2 cümlesini değerlendirmeye çalıştım. Eğer yazımın içindeki noktaların detaylandırılması mı isterseniz sizin için daha farklı yazılar hazırlayabilirim. Esen kalın...
 Sonuç
 Neden birileri inandığımız dine bunu söyleyebiliyor ? neye dayanarak bunu diyor ? biz neden Hristiyan alemi için bu cümleleri neredeyse hiç kurmadık ? Bakın o kadar fazla soru sorulabilir ki.. Biz hala bu meseleleri tartışıyor olalım onlarda bizim hayal ettiğimiz dünyada yaşasınlar. 500 yıldır savaş verelim ama hiç kazanmayalım, bilemiyorum belki de kazanmak istemiyoruz bunun başka açıklaması olamaz. Ya laikliğe sımsıkı sarılıp sorunlarımızı kabul edeceğiz yada yanan harlı ateş bir gün bizi de yutacak. İnsanlar din kardeşim dediği kişileri vurmayı çok seviyor belli ki. alt alta çözüm önerileri yazamayacağım ama yazıyı okuduktan sonra zaten belli bir çerçeve çiziliyor. Her neyse biz en iyisi mehdiyi beklemeye devam edelim...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sevr rezilliği ve Montrö (Türk Boğazları)

Özgür Bey yumuşama nasıl gidiyor ?

Ortadoğu'nun Yeni Kara Deliği