Kayıtlar

Mart, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Türkiye'de siyaset diye bir şey yok

Resim
    Türkiye'nin en büyük sorunlardan bir tanesi çok partili hayata geçememiş olmamız. 1946'da Cumhuriyet Halk partisine karşı demokrat Parti'nin kurularak seçimlere girmesi ile başlayan süreç maalesef ki günümüzde hala izlerini taşımaktadır. 1950'de seçimlerden demokrat Parti'nin üstünlükle ayrılmasının ardından başlayan süreç günümüzde farklı partilerin kurulması ile iktidara gelmesiyle gitmesiyle bugünlerde de varlığını sürdürmektedir ama Türkiye'de her bir parti iktidara geldiğinde bize 20 yıl verin bize şu kadar yıl verin çok uzun süreler iktidarda kalmak istiyorlar Fakat gelin görün ki daha sonra da demokrasiden hukuktan cumhuriyetten bahsediyorlar. Bugün bile yönetimdeki iktidar 18 yıldır iş başında ama yeri geldiğinde bir siyasi malzeme olarak tek partili CHP dönemini örnek gösteriyorlar. Bunun birçok örneği var yine iktidara gelen partilerin neredeyse çoğu uzun yıllar iktidarda kalmak orada devleşmek kök salmak istiyorlar. Ama Türkiye'de tek partili

Doğru ve yanlışın ölçütü nedir?

Resim
  Bilim insanıyla, uygar insanla, yobaz burada ayrılır: Bilim insanı gerçekten bilmek ister ve bilimin tek kaynağının kendi aklı ve gözlemleri olduğunun farkındadır. Yobaz ise inanmak ister. Onun aklı ve gözleri gerçeğe kapalıdır. Doğru ve yanlış iki kadim mesele. Hayatımızda var olan iki mesele nedir? Bu doğru mudur bu yanlış mıdır? Mutlak doğru var mıdır? Bir şey hem doğru hem yanlış olabilir mi? Doğrular ve yanlışlar değişken midir? Gelin ele alalım.   Şimdi doğru bilginin kaynağı nedir nasıl ulaşılır? Yavaştan başlayalım. Doğru ve yanlış bilginin tek muhatabı akıldır lakin akıl doğruya ve yanlışa karar verebilmesi için objektif olmalı, tarafsız bilgi ile beslenmelidir. Aklın beslendiği bilgi ilk başlarda doğru ya da yanlış olabilir bir karar vermek için bu şarttır. Önce beyin derme çatma bir yer kurar, süreç ilerledikçe doğru ile yanlışın muhakemesini mantığımızla yapmaya başladıkça taşlar yerine oturur ve kalıcı bir hal almaya başlar. Ardından düzelme başlar işte iş buradan ba

Mülteciler tehdit mi ?

Resim
  MÜLTECİLER ÜZERİNE  Türkiye'nin içinde bulunduğu durum çok kritik, Türkiye'deki ekonomik, sosyal psikolojik birçok sorunun kaynağı gayet tabii mülteciler meselesindendir. Neden böyle söylediğimi hemen açıklayayım. Mültecilere 40 milyar dolar harcandığını Cumhurbaşkanı söylemişti. Bu ekonomik bir külfet çünkü bu sayının Türkiye için önemi o kadar büyük o kadar fazla ki Türkiye'nin gayri safi milli hasılası yaklaşık olarak 800 milyar dolar. Düşünün böyle bir parayı çok kısa bir zaman içerisinde boş yere hiç etmişsiniz. Aynı zamanda toplumda her ne kadar mültecileri din kardeşimiz diye bağrımıza bastıysak da maalesef ki buna çok uzun tahammül edilemez. Toplumun demografik yapısı bozulur, 5 milyona yakın sığınmacı çok büyük bir sayı ve her sene kendini arttırıyor. Sosyal-psikolojik örnek veriyorum, iş oranlarının düşmesi, toplumda huzursuzluk yaratılması, içlerinde potansiyel teröristlerin olma olasılığı var, aynı zamanda bunlar birer külfet, işe yaramaz niteliksiz bir nüfus

Türkiye'nin Suriye'de ne işi var !

Barış, kardeşlik, huzur dolu bir coğrafya kardeşliğiyle sevgi içinde yaşamak varken Türkiye niye savaşıyor?   Bu sözleri söyleyenler çok büyük bir ütopya içinde yaşıyorlar. Niyetleri saf olanlar olabilir ama bir diğer grup bunu bile isteye yapıyor. Kendilerini devrimci olarak niteleyen ahmaklar çok üzgünüm ki asla barış ve kardeşliğin gelemeyeceği bu topraklarda bu nidaları atıyorlar gerçekçi değil ve vatanı bölmek için yapılan hareketler.  Türkiye Cumhuriyeti devleti Suriye'de, sadece Suriye'de değil tüm Ortadoğu'da bulunmak zorundadır. Türkiye'nin stratejik konumundan bir haber yaşayan zavallılar ütopik nidalar atmamalıdır. SSCB zamanından bu yana Suriye ile iplerimiz zaman zaman gergin zaman zaman iyi olmuştur unutmayın ki devletlerin dostu ve düşmanı yoktur yalnızca çıkarlar vardır. Hattaki Sovyetler döneminde Suriye silahlandırılmış olarak çok yoğun bir militarizme giderek Türkiye için tehdit haline gelmiştir bırakın Türkiye'yi Irak'ı bile tehdit eder ha